HABERLER

İKEV YURTLARINDA BAŞARI SEMİNERLERİ SÜRÜYOR…İlim Kültür ve Eğitim Vakfı Yurtlarında Kalan Öğrenciler Çok Şanslı
Vakıf, bünyesinde bulunan yurtlarda kalan öğrencilerin gelişim ve başarıları için yönetim büyük gayret gösteriyor.

İKEV YURTLARINDA BAŞARI SEMİNERLERİ SÜRÜYOR…İlim Kültür ve Eğitim Vakfı Yurtlarında Kalan Öğrenciler Çok Şanslı - HABERLER - İKEV - İlim Kültür ve Eğitim Vakfı

 

 

Yurtlarda kaldıkları sürede devamlı kültürel ve sosyal faaliyetler içinde bulunan öğrenciler, buradan kazandıkları bilgi ve tecrübe ile çevre ve şahsiyet kazanıyorlar.

 

 

Kültürel faaliyetlerin içinde yer alan gelişim seminerleri de seri halde sürüyor.

 

 

Eğitimci, Psikolog ve Gelişim uzmanlarının verdiği seminer zincirinde Vakıf Genel Sekreteri, Eğitimci, 20. Dönem Ordu Milletvekili Mustafa Hasan Öz üniversite YURTLARINDA kalan öğrencilere “İnsan Denen Muhteşem” Adlı seminerini verdi.

 

Seminerde şu bilgileri veren Öz, sonunda da tavsiyelerde bulundu.

 

 

 İNSAN MUHTEŞEM BİR VARLIKTIR

 

İNANAN BAŞARIR
İnsan, içindeki cevheri keşfeder, hedefini belirler, hedefini gözetir, plan ortaya koyar bunlara inanır ve gereğini yaparsa Allah’ın izni ile başarıyı elde eder.


SUNU PLANIMIZ ŞUDUR:


İnsan denen muhteşem
İradenin eğitimi
Zaman tanzimi
Zamanın kıymeti
Zaman yönetimi
Verimli toplantı
Başarı şartları 

İNSAN DENEN MUHTEŞEM
Allah (CC), İnsanı MUHTEŞEM bir varlık olarak yaratmıştır. Yapmamız gereken onu keşfetmektir.

Kuran’da anlatılan Âdem (AS) insanı temsil eder. O’nun hikâyesi aslında her insanın hikâyesidir.
Âdem (AS)’in yeryüzünde bir halife, hâkim olarak yaratılmış olması insan cinsinin bütün tabiat kuvvetlerine hâkim olacağına İşaret sayılmaktadır.
“Şüphesiz Allah Âdem’i seçerek üstün kıldı” (Al-i İmran/33)
“Bir zamanlar Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti.”  (Bakara/30)
“Sizi yeryüzünde halifeler yapan O’dur” (Fatır/39)
“O’na kendi ruhumdan üfledim.”  (Sad/72)
“Ve Allah Âdem’e bütün isimleri (Eşyayı, özelliklerini ve hakikatini) ÖĞRETTİ.”   (Bakara/31)
Müfessir âlimler bu ayeti şöyle açıklıyorlar:
Bu ayette, Âdem(AS)’a verilen bilginin çok geniş olduğuna işaret vardır. 
Âdemoğlu, (yani insan) tecrübe ile her şeyi anlamak ve bilgi kuvveti ile bütün varlıklara hâkim olmak üzere yaratılmıştır. 
Âdemin bilgisinin, meleklerin bilgisinden çok üstün olduğu gösterilmiştir. 
Meleklerin Âdem (AS)’a secde etmelerini istemesi O’na saygı ve insan nevi’ne şeref içindir.
“ Göklerde ve yerde bulunan şeyleri, kendinden bir lütuf olarak sizin hizmetinize boyun eğdirmiştir. Elbette bunda tefekkür eden bir kavim için büyük ibretler vardır.” (Casiye:12)


BEYNİMİZ
Allah’ın yarattığı en muhteşem varlıklardan biri beyindir. Kullanıldıkça açılan ve insana geniş hizmet veren bir organ. Beyinde depolanacak bilgiler için çok çok fazla yer ve kapasite mevcuttur. 
Beyne ne talimat verirseniz o yönde sizi motive eder.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan Hoca şu tespitlerde ve tavsiyelerde bulunuyor:
“Beyni, kullanmaya zorlamalıyız.” İyi geliştirildiği zaman, Farklılık, Benzerlik, Zamanlama, Sıralama özelliklerini iyi belirler.
Bilgi kalıcı belleğe; tekrar ederek, anlatarak, yazarak daha iyi kaydolur.  

İRADENİN EĞİTİLMESİ
İnsanlarda her türlü kabiliyet, yetenek ve kaynak vardır.  Ama onlar eğitimle ortaya çıkar ve gelişir. Eğitim bir anda gerçekleşmez. Kademe kademe tamamlanır, insan olgunlaşır, kemale erer. Eğitim ömür boyudur ama temeli çok önemlidir.

Bütün bu bilgiler ışığında irademizi eğitmeli ve eğitime odaklanmalıyız. Bilgi, görgü, şahsiyet önemli bir GÜÇTÜR.


TERS ÇABA KURALINA DİKKAT!
Beynin en tehlikeli yanı, ters çaba kuralına göre çalıştığı anlardır.

Başımıza gelmesinden en çok korktuğumuz şeye odaklanırsak, beyin onu bize çeker, korktuğumuz başımıza gelir. Buna, ters çaba kuralı denir. Beyin odaklanılan hedef için çalışır.
Hedef, olumsuz olsa bile onu gerçekleştirmek için gayret gösterir.
Kürsüye çıkarken heyecan yapacak mıyım, bugün bu işin altından kalkamazsam gibi olumsuz düşünce ve odaklanmalar olursa, sonuç ta büyük ihtimalle olumsuz olur.
(Öyle söyleme dua yerine geçer deriz ya…) 
Başımıza gelmesinden korktuğumuz en kötü şeye değil, başımıza gelmesini istediğimiz en iyi şeye odaklanmalıyız.

ZAMAN TANZİMİ VE ZAMANIN KIYMETİ
Hayatımızı, sadece dünya için değil, ölüm ve sonrası için de planlamak zorundayız. 
Zamanın değerlendirilmesinde inancımız, pratik olarak günlük plana ağırlık verir.
Vaktin boş geçirilmemesinde ısrar eder.
Zaruri çalışmalar ve ihtiyaçlar dışında kalan vakitleri
Faydalı Şeyler: Cihat, Tefekkür, Zikir, Eğitim, Terbiye, Aile ile ilgilenme, Sohbet ve güzel uğraşlar gibi meşguliyetlerle geçirmeyi emreder.
1- Zaman çok değerlidir
Yıl içinde;  Bazı Aylar, Günler, Saatler daha değerlidir.
2- Geçirdiğimiz her andan hesap sorulacaktır.
Kıyamet günü, âdemoğlu beş şeyden hesap vermeden Allah’ın huzurundan ayrılamaz:
     1-Ömrünü nerede tükettiğinden
     2-Gençliğini ne yolda harcadığından
     3-Malını nereden kazandığından
     4-Malını nereye harcadığından
     5-Öğrendiği ile amel edip etmediğinden
Bunların hepsi aslında ZAMAN ile ilgilidir.
3- Ömür, içinde bulunduğumuz gündür.
Dün geçti, yarın belli değil, değerlendireceğimiz zaman bugündür, yaşadığımız şu andır. 
Onu en doğru ve verimli kullanmak asıl olandır.
4- Her gün manevi kazancı artırmak gerekir.
Allah (CC), her saniye yeni bir fırsat yaratır insanlara. Her fırsatı değerlendirmeliyiz. Kaçan fırsatın kazası olmaz!
“İnsan ne yaparsa yine zarardadır aslında” der âlimler. Çünkü her amelin daha iyisini yapmak daima mümkündür.
Bu yüzden bütün ARA VAKİTLER çok iyi değerlendirilmelidir. Daima fırsatlar kollanmalı ve kullanılmalıdır.

KAVANOZDAKİ TAŞLAR, HAYAT KAVANOZU
Fransa Kamu Yönetimi Okulu Profesörlerinden biri, Amerikalı büyük şirketlerin üst düzey yöneticilerine etkili zaman yönetimi konusunda ders vermesi için davet edildi. 
Elit yöneticiler sıralarında oturmuş, ünlü profesörün ağzından düşecek her kelimeyi yazmak için bekliyordu. Yaşlı profesör yavaşça her yöneticinin tek tek gözlerine baktı ve nihayet “bir deney yapacağız” dedi.
Masanın altından bir kavanoz çıkardı. Kavanozun içine, yine masanın altından çıkardığı tenis topu büyüklüğündeki taşları dikkatli biçimde koymaya başladı.
Kavanoz ağzına kadar dolup ta daha fazla taş alamayınca, “Kavanoz doldu mu?” diye sordu. Salondaki herkes birlikte bağırdı: “Evet!”
“Sahi mi?” diye karşılık verdi profesör. Masanın altından biraz çakıl taşı çıkardı. Kavanozu önce sallayıp daha sonra içine çakıl taşlarını koydu. Kavanozu tekrar salladı. Böylece küçük taşlar büyük taşların arasında kendilerine yer buldular. Ve aynı soruyu bir kez daha sordu:
“Kavanoz şimdi doldu mu?”
Yöneticiler, profesörün ne yapmak istediğini yavaş yavaş anlamaya başlamışlardı. İçlerinden biri “Herhalde hayır!” diye cevapladı bu soruyu.
“Güzel!” dedi profesör ve masanın altından bu defa biraz kum çıkardı. Kumu kavonoza boşaltmaya başladı. Kumlar büyük taşlarla çakıl taşları arasındaki boşlukların hepsini doldurdu. Sorusunu bir defa daha sordu:
“Kavanoz doldu mu?”
Yöneticiler hep bir ağızdan “Hayır!” diye bağırdı.
Bir defa daha “Güzel!” dedi ve masanın altından bir sürahi su çıkardı ve kavanoza ağzına kadar su doldurdu. Kavanozun artık tamamen su ile dolduğu söylenebilirdi.
Profesör salona dönüp sordu:
“Bu deneyden çıkarmamız gereken büyük hakikat nedir?”
Bir yönetici elini kaldırdı ve çıkardığı dersi özetledi:
“Programınız ne kadar dolu olursa olsun, gerçekten gayret ederseniz, o programa birkaç toplantı ve görev daha ilave edebilirsiniz.”
“Bu deneyin bize öğrettiği asıl şey şu: “Eğer büyük taşları önce koymazsanız, bir daha asla koyamazsınız.” Salona bir sessizlik çöktü. Tüm yöneticiler profesörün sözleriyle ne anlatmak istediğini tam olarak anlamışlardı.
Sonra konuşmasına devam etti.
“Sizin hayatınızdaki ‘büyük taşlar’ ne?  Sağlığınız? Aileniz? Arkadaşlarınız? Hedefleriniz? Sevdiğiniz şeyleri yapmak? Bir uğurda savaşmak? Kendinize zaman ayırmak?
Hayatımızda yer alması gereken büyük taşların ne olduğunu unutmamalıyız. Eğer böyle yapmazsak, hayatımızı diğer önemsiz şeylerle uğraşarak kaçırmış olacağız. Eğer küçük şeylere öncelik verirsek, (çakıl, kum), hayatımız önemsiz şeylerle dolup geçecek, bizim için daha önemli olan şeylere az zaman kalacak veya hiç zaman kalmayacak. Bu nedenle, kendi kendinize şu soruyu sormayı hiçbir zaman unutmayın, “Senin hayatının büyük taşları ne?” Bunu belirledikten sonra hayat kavanozunuza önce onları koyduğunuzdan emin olun!


SONUÇ:
1- Daima aralarda küçük vakitler ve fırsatlar vardır.
2- Hayatımızda öğrenmemiz gereken şeyler ve başarı için, ÖNCELİKLERİMİZİ belirlememiz gerekir.


Önerilen kitaplar:
Prof. Dr. Yusuf El Karadavi’nin eseri: ÖNCELİKLER FIKHI
Mustafa Meşhur’un Eseri: İslam’a Davet Fıkhı
Prof. Dr. Seyyid Muhammed Nuh: Ferdi Davet Fıkhı

 


İÇİNDEKİ CEVHERİ KEŞFEDENLER, ZAMANIN KIYMETİNİ BİLENLER:
EBUL FEREC İBN’ÜL CEVZİ
1114’te Bağdat’ta Doğdu 1201’de Vefat Etti
Kuran Ve Hadis Âlimi, Cesur Davetçi
* 85 Yıllık Ömür
*15 Yaşında Yazmaya Başlamış
* 80 Hocadan Ders Almış
* 340 Eser Yazmış
* Yazdığı defter sayısı ömrünün tüm günleri sayısının beş mislidir. Günde 9 fasikül yazmıştır.
* Toplam 3000 cilt; her branşta eser yazmış.
* 5 Medrese Açmış.
* Çok İyi Bir Hatip Ve Vaazdır. Sadece hitabetleri ile yüz bine yakın insanın hidayetine sebep oldu.
* Günde Beş Cüz Kuran Okurdu
* Hadis Kitaplarının Tamamını Ezberledi.


MİMAR SİNAN
81 Camii, 51 Mescit, 55 Medrese, 26 Darül-kurra, 17 Türbe, 17 İmarethane, 3 Darüşşifa (hastane), 
5 Suyolu, 8 Köprü, 20 Kervansaray, 36 Saray, 8 Mahzen, 48 Hamam olmak üzere 375 eser yapmıştır. 
Ayrıca, Edirne İlindeki Selimiye Camisi 
Dünya Kültür Mirası listesindedir. 1588 yılında 99 yaşında vefat eden Koca Sinan,  Sizce bu kadar işi nasıl yapmıştır?


ZEKERİYA EJ-ENSDRÎ EI-Ezher Üniversitesi'nin kapısına Zekeriya EJ-Ensdrî adında 60 yaşında bir ihtiyar gelmiş ve "Burayı kim yönetiyor?" diye sormuş. Bekçi, "Rektör!" demiş, ihtiyar "Ben rektör olmak istiyorum, bana bunun yolunu anlatır mısın?" deyince bekçi alaylı tavırla ona eğitim durumunu sormuş, ihtiyar, ilkokul mezunu olduğunu söylediğinde bekçi gülmüş ve "Amca! Rektör olabilmek için önce ortaokul, sonra lise, ardından da üniversite okuyacaksın; daha sonra doktora yapıp doçent ve profesör olacaksın; fakat senin yaşın 60'a dayanmış, bunları başarabilmen mümkün değil!" demiş, ihtiyar yine de ümidini kaybetmemiş, yalvara yakara idare amiriyle görüşme izni almış ve sonuçta hizmetçi olarak üniversitede göreve başlamış. 
Çalışırken bir taraftan da ortaokulu, liseyi, dışarıdan bitirmiş. Sınavlara girip kendi üniversitesinde okumaya hak kazanmış. Bu arada büyük kültür hizmetlerinde bulunuyor, sosyal faaliyetlere, çalışmalara öncülük ediyormuş. Üniversiteyi bitirdikten sonra yüksek lisansını, doçentlik çalışmalarını yapıp 90 yaşında profesör olmuş. Üniversite heyeti büyük basarı ve çalışmalarından duydukları memnuniyetten dolayı bu 90'lık ihtiyarı üniversiteye rektör seçmişler. Birkaç sene görevini titizlikle yaptıktan ve nice talebeler yetiştirdikten sonra görevinden ayrılmış. 
Yaşama azmi, başarma aşkıyla dolu hayati 120 yaşındayken noktalanmış. 


HIZLI OKUMA TEKNİĞİ ile… Sayfadaki tüm kelimelerin fotokopi makinesi gibi göz tarafından görülüp, beyin tarafından algılanması mümkündür. Eğitim ile 5-10-15 bin kelime bir dakikada okunuyor.
Gaziantep’te 11 yaşındaki Tarık Yiğit noter huzurunda bir dakikada 12 bin kelime okudu. İbn-i Sina bir sayfayı bir bakışta okuyormuş. 

 

ZAMAN YÖNETİMİ
Önermeler:
Planlı ve programlı çalışmak zamanı akıllı kullanmak demektir.
Yetki devri en önemli zaman yönetimi tekniğidir. 
Yardımcı görevlendirmek yöneticilerin; ziyaretçilerini, telefonlarını, yazılarını, randevularını, toplantılarını ve çevre ilişkilerini düzenlemesini sağlar. 
Programlı çalışmak; ast yöneticilerle, personelle, halkla genel görüşme yapmak, evrak imzalamak için belirli saatler koymak, bu saatlere uymak zaman kazandırır. 
Yapılacak günlük ve haftalık işleri daima önem ve öncelik sırasına göre yapmak zaman kazandırır. 


ZAMAN TUZAKLARI
Plânsızlık
Öncelikleri belirleyememek ve sıralayamamak
Ertelemek / işi yarım bırakma alışkanlığı
Acelecilik/sabırsızlık gösterme
Kırtasiyecilik ve verimsiz okuma
Özdenetim eksikliği
Dikkat dağınıklığı
İş ortamından doğan fiziksel sorunlar. ( ses, ışık, gürültü, ısı vb.) 

Düzensizlik
Geciktirme
Beklemeler
Aksaklıklar
Plansız çalışma
Ziyaretçiler
Dedikodu
Gereksiz titizlik
Uzatılan sohbetler
Rutin ve gereksiz işler, gereksiz ayrıntılarla uğraşma
Gereksiz telefonlar
Kararsızlık
Yetki verememek
Dağınık masa ve büro düzeni
Zamanı önemsemeyen kültür değerleri
Gereksiz ayrıntılarla uğraşmak 
Gündemsiz ve verimsiz toplantılar

 

 ZAMAN YÖNETİMİ TEKNİKLERİ

Günlük/ajanda tutun, yaptıklarınızı kayıt altına alın.
Amaç ve hedeflerinizi belirleyip düzenli olarak gözden geçirin.
Günlük yapılacaklar listesi çıkarın.
Devredilebilecek işleri devredin.
Eposta, mektup cevaplamalarını ve geri aramaları aynı anda yapın.
Büyük projeleri küçük parçalara ayırın.
Kendinize dikkat edin, beyninizin zinde olmasını sağlayın.

EN EŞSİZ VE KIT KAYNAK ZAMAN,
Doğru yönetilemiyorsa, hiçbir şey doğru yönetilemiyor demektir.

İLETİŞİM

İnsanımız, iyi bir iletişimci olmak zorundadır.
İLETİŞİM, SADECE KONUŞMA DEĞİLDİR İletişim aynı zamanda; Neyi, ne zaman, nerede ve nasıl söyleyeceğimizi bilmektir
Başarılı kişilerin ortak özelliklerinden biri de, iyi bir dinleyici olmaları ve dinlediklerini kâra dönüştürebilmeleridir.
Çevremizdeki insanlar , bizi gördüklerinde adaleti, sevgiyi, iyiliği, dostluğu, güvenilirliği, dürüstlüğü, temizliği, görgüyü, insanlığı, güzel şeyleri hatırlasınlar. Öyle yaşamalıyız.
*İletişim tekniklerini öğrenerek, bu teknikleri kullanmak üzere kendimizi eğitmeliyiz. 

 

HİTABET
Hitap ettiğiniz dinleyicilerin; özellikleri hakkında mümkünse önceden bilgi almaya çalışın.   
Her yerde aynı konuşma yapılmaz.
Dinleyiciyi takip edin. Konuşmalarınızı ona göre ayarlayabilirsiniz.
Resmilik sınırını zorlamayın. Genel kitle resmiyetten fazla hoşlanmaz.
Konuşmaya asla çok resmi bir üslupla yani buz gibi başlamayın.
Bilinen kelimeleri ve kısa cümleleri kullanın. Konuşmalarınız net, anlaşılır ve açık olmalıdır. Aksi halde dinleyici “bu bana konuşmuyor” der ve ortamı terk eder.
Vücut dilini iyi kullanın. (Yüzde 60 etkilidir ) 
Aşırıya kaçmamak şartıyla, dinleyiciyi etkileyen en önemli unsur olan vücut dilini, el, yüz ve mimiklerinizi iyi kullanın.
Anlamsız eleştirme yapmayın. Eleştirileri, mutlaka ikna yolunu kullanarak yapmalıyız.
Anlamsız bir şekilde karşınızdakileri, değerlerini, liderlerini eleştirirseniz konuşma fiyasko ile neticelenir.  

 

 BAŞARILI OLMAK İÇİN

Sorumluluk almak
İyi plan yapmak
Uzmanlaşmak
Bedel ödemek
Anı doğru yaşamak
Asla vazgeçmemek
Asla ertelememek GEREKİR


PLANIMIZ
Önceliklerimizi belirlemek
Sırası ile programlamak
Doğru bilgilerle yapılacak işi öğrenmek
Plana ve programa göre uygulamak
Zamanı iyi kullanmak
Bedelini ödemek
Coşku ile eylem yürütmek
Sonuca rıza göstermek

HAYATIMIN EN BAŞARILI YILI ÖNÜMDEKİ YIL
Önümüzdeki yılı hayatınızın en başarılı yılı ilan edin. Planınızı ona göre yapın.
Nimetleri fark edin. Ülkemizde, Dünyada ve şehirlerimizde tarihi, manevi eserler meskenler var. Fırsatlar var. Sosyal faaliyetler var. Bolca nimetler var. Fark edin, yaşayın. 
Manen şarj olun. Kur’an okuyun, meal okuyun. Bolca ibadet edin…
 Televizyona mesafeli olun. Zamanı çok çok iyi değerlendirin. 

Zaman dile gelirse utanmayın!

Kültür, sanat ve edebiyat faaliyetlerine katılın. Kendinizi keşfedin. 
Müteşebbis olun. Cesur olun, riske girin, kendinize güvenin, geç kalmayın.  Günlerini öylesine geçirenlerden olmayın. İyi planlar yapın. Projeler üretin.
HEDEFİMİZİ GÖZETEREK ÇALIŞALIM. Bakın o zaman neler olacak!


İNANIYORSANIZ ÜSTÜNSÜNÜZ
"Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz.“   (Âl-i İmran, 3/139) 
Buradaki "inanıyorsanız, üstün sizsiniz" hitabının muhatabı kimlerdir?
Kâfirlerin batıla inanmalarının kuvveti, müminlerin hakka inanmalarının kuvveti ile karşılaştırıldığı zaman, kâfirin batıla olan imanında daha çok bir şiddet ve kuvvet varsa; o kâfirler o müminlere galip gelebilirler ki, bu galibiyet batılın hakka üstün gelmesi değil, inanılan şeyi bir tarafa bırakmak,  bir imanın, diğer imana galip gelmesi demektir. 
Çünkü, ilgilendiği şeye bakmaksızın mutlak iman, mutlak küfre muhakkak galiptir. 
Buna göre müminlerin Allah'a öyle kuvvetli bir imanları bulunması gerekir ki, kâfirlerin imanları onunla ölçüldüğü zaman, zayıf ve hükümsüz kalsın.
FIRTINADA UYUYABİLİR MİSİN?
Yıllar önce bir çiftçi, fırtınası bol olan bir tepede bir çiftlik satın almıştı. 
Yerleştikten sonra ilk işi bir yardımcı aramak oldu. Ama yakındaki köylerden  de uzaktakilerden de kimse onun çiftliğinde çalışmak istemiyordu. Müracaatçıların hepsi çiftliğin yerini görünce çalışmaktan vazgeçiyor, burası fırtınalıdır, siz de vazgeçseniz iyi olur diyorlardı. 
Nihayet çelimsiz, orta yaşı geçkince bir adam işi kabul etti. Adamın haline bakıp 'çiftlik işlerinden anlar mısın?' diye sormadan edemedi çiftlik sahibi. 'Sayılır' dedi adam, "FIRTINA ÇIKTIĞINDA UYUYABİLİRİM". Bu ilgisiz sözü biraz düşündü, sonra boş verip çaresiz adamı işe aldı. 
 Haftalar geçtikçe adamın çiftlik işlerini düzenli olarak yürüttüğünü de görünce içi rahatladı. Ta ki o fırtınaya kadar:
 Gece yarısı, fırtınanın o müthiş uğultusuyla uyandı. Öyle ki, bina çatırdıyordu. Yatağından fırladı, adamın odasına koştu: 'Kalk, kalk! Fırtına çıktı. Her şeyi uçurmadan yapabileceklerimizi yapalım.' Adam yatağından bile doğrulmadan mırıldandı: 'Boş verin efendim, gidin yatın. İşe girerken ben size fırtına çıktığında uyuyabilirim demiştim ya.' 
Çiftçi adamın rahatlığına çıldırmıştı. Ertesi sabah ilk işi onu kovmak olacaktı, ama şimdi fırtınaya bir çare bulmak gerekiyordu.
 Dışarı çıktı, saman balyalarına koştu: Aaa! Saman balyaları birleştirilmiş, üzeri muşamba ile örtülmüş, sıkıca bağlanmıştı. Ahıra koştu. İneklerin tamamı bahçeden ahıra sokulmuş, ahırın kapısı desteklenmişti. Tekrar evine yöneldi; evin kepenklerinin tamamı kapatılmıştı. 
Çiftçi rahatlamış bir halde odasına döndü, yatağına yattı.
Fırtına uğuldamaya devam ediyordu. Gülümsedi ve gözlerini kapatırken mırıldandı: 
'Fırtına çıktığında uyuyabilirim'
 Sıkıntılara; Zihnen (bilgi, plan), Manen (dua), Maddeten (tedbir) hazırsanız, hayatınız boyunca, fırtına çıktığında uyuyabilirsiniz.

İNANAN BAŞARIR
İnsan, 
İçindeki cevheri keşfeder, 
Hedefini belirler, 
Hedefini gözetir, 
Plan ortaya koyar 
Bunlara inanır ve 
Gereğini yaparsa 
Allah’ın izni ile başarıyı elde eder.
Ve sonuç ne olursa ona rıza gösterir, ders alır, asla vazgeçmez yoluna devam eder. 

OKUMADAN ASLA OLMAZ…
Başta MGV Yayınları olmak üzere her gün mutlaka kitap okumak gerekir. Bu konuda ne yapıp edip alışkanlık oluşturmamız lazım.
YOLUNUZ, YOLUMUZ AÇIK OLSUN.
BAŞARILAR…