HABERLER

2018-19 DÖNEMİ İKEV TECRÜBE KONFERANSLARI
İkev Tecrübe Konferansları serisinin bu dönemki ilk konuğu “Dünya’da Neler Oluyor, Türkiye Oyunun Neresinde” Başlığı ile Emekli Hava Pilot Kurmay Albay Osman Başıbüyük oldu.

Osman Başıbüyük Kimdir?

2003 yılında Hava Harp Akademisinden mezun olan Başıbüyük atandığı Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Plan Daire Uluslararası Şube Müdürlüğü’nde nükleer strateji, NATO-Türkiye ilişkileri, Büyük Ortadoğu Projesi, Barış İçin Ortaklık (BİO) ülkeleri, Türkiye ile Almanya, Hollanda ve Çek Cumhuriyeti askeri ilişkileri üzerinde çalışmıştır.2005 yılında NATO’nun askeri karargâhı SHAPE/Belçika’ya tayin olmuştur. 3 yıl süreyle görev yaptığı Strateji Plan Daire’de, NATO Mukabele Kuvveti (NRF) Harekât Planları, 5. Madde Harekât Planları (Standing Defence Plan), NATO’nun harekât planlama sistem ve usullerinin geliştirilmesi ve buna bağlı olarak geliştirilen harekât planlama yazılımları üzerinde çalışmıştır.

Belçika’da görev yaparken Université libre de Bruxelles üniversitesinde, Uluslararası Politika (international politics) dalında, Afganistan Operasyonundan Sonra NATO’nun Geleceği (Future of NATO after Engaging Afghanistan) başlıklı, teziyle yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır.

Türkiye’ye döndükten sonra 9’uncu Ana Jet Üs K. lığında Harekât Kısım Amirliği, 4’üncü Ana Jet Üs K. lığında 141’nci Filo’da filo komutanlığı yapmıştır.2011 yılında Silahlı Kuvvetler Akademisini bitirmiştir. Genelkurmay Başkanlığı NATO Standardizasyon ve Anlaşmalar Şube Müdürü iken Balyoz tertibiyle TSK’dan tasfiye edilerek albay rütbesinde emekliye ayrılmıştır.

 

29 Aralık Cumartesi günü İKEV Esenler yurdunda gerçekleşen Konferansa İKEV Yönetim Kurulu üyeleri, Bahçelievler, İsilam, Esenler yurt öğrencilerimiz ve misafirler katılım sağladı.

Yakın dönem Türkiye ve Dünyadaki önemli siyasi gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulunan Başıbüyük ilk bölümde NATO’nun kuruluş amacı, soğuk savaş dönemi, nükleer silahlanma, Doğu Bloğu ve Batı Bloğu arasındaki Yumuşama dönemlerini ele aldı. (Detant)  

Başıbüyük’ün içerik çerçevesinde değindiği konular ve detayları ise şöyle:

“İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra başlayan, yaklaşık 45 yıl devam eden ve Soğuk Savaş dönemi olarak adlandırılan ABD ve Sovyetler Birliği’nin liderliğindeki Bloklar arasındaki gerilim sürecinde Türkiye ABD’nin yanında yer aldı ve siyaseten ABD güdümüne girdi.

İki kutuplu kapitalist- komünist yayılma politikasının bir yansıması olan Kore savaşında Türk askeri büyük kayıplar verdi. Bu kayıpların en önemli nedeni Türk Birliğinin Türk bir komutana değil, ABD’li bir komutana emanet edilmesiydi.

Vietnam savaşı da iki kutuplu soğuk savaş sürecinin bir sonucuydu. ABD’nin Vietnam’da büyük kayıplar vermesi, bu kayıpların toplumun bazı kesimlerinde büyük tepkilere neden olması ABD’yi zorunlu askerlikten, ücretli askerlik sistemine geçmeye zorladı.

ABD’nin kuruluşundan sonra 1. ve 2. Dünya savaşlarından çıkan yoksul Avrupa’da dolar önemli bir konumdaydı. Çünkü ABD dolar karşılığında kendi bankalarından altın vermekteydi. Savaşlardan sonra ekonomik anlamda güçlenen Avrupalılar dolar karşılığında ABD bankalarından altın almaya başlayınca ABD bu anlaşmayı bozdu ve ABD doları değer kaybetmeye başladı.

Daha sonra ise; ABD, doları tekrar değerli kılmak için Petro dolar sistemine geçti. Böylece petrol fiyatları dolara eşitlenmiş oldu. Petro dolar sistemiyle birlikte Amerikan doları dünyaya hâkim para birimi oldu ve böylece ABD ekonomik avantajı ele geçirdi.

Petro dolar sisteminden sonra aslında başta ABD’nin oyunlarıyla Araplar İsrail’e savaş açtı. Daha sonra ABD savaşta İsrail’e destek verdi ve savaşı İsrail Kazandı. ABD’nin İsrail’e destek vermesine karşılık Arap Ülkeleri Petrol Ambargosu başlattı. Bu ambargoyla birlikte petrol fiyatları %400 arttı. Dolayısıyla dünya genelinde dolara duyulan ihtiyaçta %400 arttı. Böylece tüm bu savaş senaryolarında kazanan yine ABD oldu.

Bu süreçten olumsuz etkilenen Türkiye petrole fazladan ödediği doları yine ABD’den faizli borç karşılığında geri aldı. Aslında borç olarak aldığımız dolar petrole fazladan ödediğimiz kendi paramızdı. Bizi kendi paramızla borçlandırıp ülkeyi kendilerine bağladılar ve Türkiye ABD ye bağımlı hale geldi.

Tarihi sürecin bir başka önemli olayı Afganistan’ın Komünist Ruslar tarafından işgal edilmesiydi. ABD, Sovyetler Birliği’nin Afganistan işgaline Rus ordusunun çoğunluğunun Müslüman Türklerden oluşması nedeniyle sessiz kaldı, çünkü ordunun Müslüman bir ülke işgalinden rahatsız olacağını düşünüyorlardı. Plan tuttu ve SSCB dağıldı. Bölgede Müslüman Türk devletleri kuruldu. ABD kurulan yeni devletleri kendi kontrolüne alarak bölgedeki dengeleri kendi elinde tutmak için Adriyatik’ten Çin seddine kadar Türk dünyası sloganını üretti. Ancak yeni kurulan devletler yıllarca Rus egemenliğinde yaşadığından hem Müslümanlıklarını hem de Türklüklerini unutmuşlardı. Bunlara onları hatırlatmak için ABD, FETÖ planını devreye soktu. Bu yapının ilk açtığı okullar bu devletlerdeydi.

ABD Ortadoğu’ya girmek içinse Saddam’ı Kuveyt’e soktu. Bunu mazeret göstererek Ortadoğu’ya yerleşti ve bölgeden bir daha çıkmadı.

11 Eylül saldırıları da ABD’nin bu olayı bahane ederek hem Afganistan’ı hem de Irak’ı işgali ile sonuçlandı.

BOP (büyük Ortadoğu projesi)ile Kuzey Afrika, Ortadoğu, Anadolu, Arap yarımadası, İran, Türkmenistan ve Afganistan’a kadar 23 ülkenin sınırlarının değiştirilmesi planlandı; bölgedeki demokrasi ve özgürlük söylemleri ile etnik bölünme ve istikrarsızlıkların tetiklenmesi hedeflendi.

Suriye savaşının nedeni Katardaki doğalgazın İran, Irak ve Suriye üzerinden Avrupa’ya satılmasını gerektiren projenin imzalanmasıdır. Din, etnik köken birer uydurma asıl sebep her zaman ekonomidir.

2017 Aralık ayında Çin yuanla petrol almak istedi. Dolarla satılan petrolü yuanla almak isteyen Çin yuanı değerli kılmak içinse yuan karşılığında Çin bankalarından isteyenlerin altın alabileceğini açıkladı. İran bu şekilde Çin’le anlaştı ve petrol sattı. Bundan sonra yine ABD gölgesinde, İran’da halk hareketi başladı. Ancak Çin bu dönemde İran hükümetinden desteğini esirgemedi ve ABD başarılı olamadı. Rusya da bu dönemde İran’ın yanında yer aldı. 1 Mart 2018 de ulusa seslenişle yeni silahlarını tanıtan Rusya bir nevi ABD’yi tehdit etti.”

Başıbüyük konuşmasının son bölümünde 28 Şubat 1997 de Prof.Dr. Necmettin Erbakan liderliğindeki Refahyol hükümetine yapılan post modern darbeye değindi. “ABD, sistemine karşı olan, faize ve sömürüye savaş açan bir Lideri Türkiye’nin başında istemedi ve FETÖ nünde devreye girmesiyle darbe yaptı” dedi.

2018-19 DÖNEMİ İKEV TECRÜBE KONFERANSLARI - HABERLER - İKEV - İlim Kültür ve Eğitim Vakfı2018-19 DÖNEMİ İKEV TECRÜBE KONFERANSLARI - HABERLER - İKEV - İlim Kültür ve Eğitim Vakfı2018-19 DÖNEMİ İKEV TECRÜBE KONFERANSLARI - HABERLER - İKEV - İlim Kültür ve Eğitim Vakfı2018-19 DÖNEMİ İKEV TECRÜBE KONFERANSLARI - HABERLER - İKEV - İlim Kültür ve Eğitim Vakfı2018-19 DÖNEMİ İKEV TECRÜBE KONFERANSLARI - HABERLER - İKEV - İlim Kültür ve Eğitim Vakfı2018-19 DÖNEMİ İKEV TECRÜBE KONFERANSLARI - HABERLER - İKEV - İlim Kültür ve Eğitim Vakfı2018-19 DÖNEMİ İKEV TECRÜBE KONFERANSLARI - HABERLER - İKEV - İlim Kültür ve Eğitim Vakfı2018-19 DÖNEMİ İKEV TECRÜBE KONFERANSLARI - HABERLER - İKEV - İlim Kültür ve Eğitim Vakfı2018-19 DÖNEMİ İKEV TECRÜBE KONFERANSLARI - HABERLER - İKEV - İlim Kültür ve Eğitim Vakfı2018-19 DÖNEMİ İKEV TECRÜBE KONFERANSLARI - HABERLER - İKEV - İlim Kültür ve Eğitim Vakfı